Gizli kamera rezaletinin en büyük mağduru kadınlardır!!!
Türkiye, özel hayatın hiçe sayıldığı, telefon dinlemelerin “olağan hale geldiği”, gizli kameraların havada uçuştuğu, akla hayale gelmedik komploların hayata geçirildiği, suçluyla suçsuzun haklıyla haksızın birbirine karıştığı bir korku ülkesi haline geldi. Bundan büyük bir rahatsızlık duyuyoruz.
Özel hayatın gizliliği bir hak ve özgürlük konusudur. Bu konuda yeterince ağır ceza ve önlemlerin alınmayıp sadece nutuk atılması büyük eksikliktir ve bu işten zarar gören, görmesi muhtemel herkese haksızlıktır.
CHP lideri Deniz Baykal ile milletvekili Nesrin Baytok’a ait olduğu iddia edilen gizli kamera görüntülerinin internet üzerinden servis edilmesi ile başlayan süreçte iktidarın yapması gereken, sempati beyanları yerine hemen soruşturma başlatıp sorumluların ortaya çıkmasını sağlamaktır.
Gizli kamera görüntüleri ile ilgili olarak siyasi partiler ve medyada yapılan yorumlarda bu olayın iki mağdurundan kadın olanının onuru, kariyeri ve geleceği yok sayılmış, kendisine büyük bir manevi şiddet uygulanmıştır.
Gizli kamera olayı, milletvekili seçme ve seçilme süreçleriyle bağdaştırılmış, sayıları zaten çok az olan bütün kadın milletvekilleri töhmet altında bırakılmıştır. Bu çok ağır bir ithamdır. Unutulmamalıdır ki erkek milletvekillerini de “parti karar organları” değil, “parti başkanları” seçmektedir.
KA.DER olarak, Türkiye’de her şeyi parti başkanlarının belirlediği seçme ve seçilme süreçlerine her zaman itiraz ettik. Ancak söz konusu olayda, kadın milletvekilinin eğitimi, bilgisi ve yeterliliği değil, özel hayatı ve seçilmiş olduğu pozisyon arasındaki ilişkinin sorgulanması son derece vahimdir.
Erkek egemen Meclisin erkek mağdurun etrafında dayanışma halkası oluştururken kadın milletvekilinin mağduriyeti karşısında “sessiz” kalması da bizce siyasetin ne denli eşitliğe aykırı ve antidemokratik yapıda olduğunun kanıtıdır. Bu ayrımcı anlayış derhal son bulmalıdır.
Sayın Baykal olay üzerine istifa ettiğini açıklayarak siyasi ahlakın gereğini yapmış, ancak olayın tamamen kendisine ve partisinin duruşuna yönelik bir komplo olduğunu ısrarla vurgularken aynı komplodan zarar gören milletvekilini yok saymıştır.
Bu olayda siyasiler ve medya tarafından kadın milletvekiline uygulanan şiddeti kınıyor, çifte standardı siyasetin normal bir unsuruymuş gibi gören ve gösteren eğilimi protesto ediyoruz.