23 Kasım 2011
Patria, Minerva ve Maria Mirabel Kız Kardeşler 25 Kasım 1960’ta Dominik’teki diktatör rejimin askerleri tarafından öldürüldü. Askerler önce onlara tecavüz etti, ardından işkence uyguladı, sonra da öldürdü. Katliam kayıtlara “araba kazası” olarak geçse de, Birleşmiş Milletler, 1985’te, 25 Kasım tarihini “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü” ilan etti.
25 Kasım’da bir kez daha toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve militarizme karşı sesimizi yükseltiyoruz.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) “Kadına Yönelik Şiddet” raporuna göre, erkekler son yedi yılda 4 bin 190 kadın öldürdü, 2 bin 74 kadın tecavüze, 3 bin 320 kadın tacize uğradı. 2011’in ilk sekiz ayında ise 143 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 76 kadın cana kast eden saldırı sonrasında yaralandı ve mahkemelere intikal eden 82 tecavüz vakası meydana geldi. Yaralama olaylarının mağdurlarının yüzde 65’i, tecavüz mağdurlarının ise yüzde 82’si 18 yaşından küçük.
Bunlar yargıya intikal ettiği için bilinen rakamlar, gerçek rakamlar bunun çok daha üzerinde.
Rapora göre, her 100 kadından 16’si cinsel şiddete maruz kalıyor, 15 kadından beşi de eşi veya birlikte olduğu kişiler tarafından fiziksel şiddete uğruyor. Ayrıca kadınların yüzde 55’i duygusal şiddete uğruyor.
Fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 88’i yakın çevresi dahil hiçbir kişi veya kurumdan yardım isteyemiyor.
Çünkü, korkuyorlar!
Çünkü korkuyoruz!
Erkek şiddetinden korkuyoruz!
Yok yere, boş yere canımızdan olmaktan korkuyoruz!
Devlet bize sahip çıkmadığı için korkuyoruz!
Devlet de erkek olduğu için korkuyoruz!
Failler yakalanmadığı için korkuyoruz!
Fail yakalanırsa bu kez de kravat takınca iyi halden ceza indirimi aldığı için korkuyoruz!
Erkek şiddeti üzerine bir de devlet şiddeti gördüğüm&uu