28 Aralik 2011
Sevgili Büşra,
Yeni yılın kutlu ve özgür olsun. Dileriz 2012’de, çok yakın bir günde, Beyoğlu’nda eskiden yaptığımız gibi akşamüstü bir çay içip gündemi kadınca değerlendirebiliriz. Seni, zihin açan öğretici sohbetlerini, esprili dilini özledik.
Nasılsın? Umarız sağlığın iyidir. Gönderdiğimiz kitapları aldığını öğrendik, sevindik. Orada sana geçtik bilgisayarı, daktilo bile verilmemesine ise çok üzüldük. Nazım Hikmet’in bile hapishanedeyken daktilosu vardı. Senden ve düşüncelerinden bu kadar korkulması doğrusu komik. Seninle neredeyse 10 yıldır tanışırız, birlikte dünya kadar çalışma yaptık, hiç birimiz ve çalışmalarımıza katılan kimse senden korkmadı. Yıllarca yetiştirdiğin yüzlerce öğrenci gibi biz kadın hakları savunucuları da seni, bize verdiğin emeği çok sevdik.
Bizi sorarsan, bildiğin gibiyiz. Ülkemizin ahvaline, senin tutuklu olmana, barış yanlısıyken savaş çığırtkanlığıyla suçlanmana, ifade özgürlüğünde geldiğimiz noktaya, kadınların hergün ama hergün öldürülmesine, bir türlü çıkamayan yasalara, hayatın her alanında kadınlar olarak yaşadığımız ayrımcılığa üzülüyor, kaygılanıyor ama mücadeleyi sürdürüyoruz. Kendimiz ve gelecek kuşaklar için daha iyi bir Türkiye’de yaşama umudumuzu ancak böyle koruyabiliyoruz.
Geçenlerde MHP ve CHP’den kadın milletvekilleriyle bir araya geldik. Samimi ve sıcak geçen buluşmalardı, onlara kadınların taleplerini aktardık. Onlardan da hem çalışmaları hakkında bilgi aldık hem de KA.DER adına çok övücü sözler duyduk. Bu övgüleri hak etmemizde senin de payın olduğu için bilmeni istedik. Onlar da tutukluluk sürelerinin işkenceye dönüştüğü konusunda bizimle hemfikir. Kim değil ki zaten? Ama nedense siyasi irade bu konuda hala bir adım atmıyor. Mecliste yapılacak, hayatımızı ilgilendiren düzenlemelere ilişkin bir çifte standart olması ise siyasete ilişkin umutarımızı öldüren bir durum. Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda Mecliste tam bir birlik var. Geçenlerde milletvekillerinin emeklilikte alacakları ma