KA.DER ve Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi işbirliğiyle, 14 Aralık’ta “Ev İçi ve Kadına Yönelik Şiddete Karşı Hukuk: 6284 Sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Sorunlar” başlıklı bir konferans düzenlendi. Ev içi ve kadına yönelik şiddet karşısında hukukun sağladığı korumanın ele alındığı konferansta, akademisyenlerin yanı sıra hâkim, savcı ve avukatlar değerlendirmelerde bulundu.
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve KA.DER, "Ev İçi ve Kadına Yönelik Şiddete Karşı Hukuk: 6284 Sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Sorunlar" başlıklı konferansta hakim, savcı ve avukatları bir araya getirdi. Konferansın açılış konuşmasını KA.DER Genel Sekreteri Vildan Yirmibeşoğlu ve Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından konferansın birinci oturumu başladı. Birinci oturumun moderatörlüğünü Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Nur Centel yaptı. Kadına şiddetin normalleştirildiğine dikkat çeken Centel, “Türkiye’de her beş kadından ikisi şiddet görüyor. Buna rağmen 80 milyon nüfusluk ülkede sadece 81 sığınma evi var. Almanya’da ise 300 sığınma evi var ” dedi.
“Kadın bir nesne olarak görülüyor”
Oturumun ilk konuşmacısı olan Emekli Hakim ve Avukat Eray Karınca, “ 6284 Sayılı Kanunun Tanıtımı”nı yaptı. Ataerkil yapının hakim olduğu toplumumuzda kadının bir ‘nesne’ olarak görüldüğünü belirten Karınca, “Kadının uğradığı şiddet kör bir noktada kalmış. Ataerkil duygularımız atağa geçmek için her zaman pusuda bekliyor. Bizim, Türkiye’yi kadınların rahatça yaşayabileceği bir yer haline getirmemiz gerekiyor. Türkiye, asayiş odaklı örgütlenen, her şeyi asayiş odaklı çözmeye çalışan bir devlet. ‘Her şiddet gören kadını polise zimmetledim’ bakış açısıyla olaya yaklaşılıyor. Bu işler sadece asayişle çözülmez, bu noktada psikologların da olaya müdahale etmesi gerekiyor” dedi.
Şiddet maduru kadınlara yardımcı olabilecek sosyal çalışmaların bulunmadığına dikkat çeken Karınca, yasada yer a