Türkiye’nin ilk imzalayan ülke olduğu İstanbul Sözleşmesi ve kadına karşı şiddeti önleme yasasında birçok önlemden söz ediliyor. Ancak bunların birçoğu etkin biçimde yaşama geçirilmemiş durumda. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, çoğu kâğıt üzerinde kalan önlemleri raporlaştırdı. Sonuç: Kadına şiddette tablo vahim…
CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Türkiye’nin kadına karşı şiddetle mücadeleyle ilgili düzenlemelerin gereğini etkin bir şekilde yerine getirmediğini vurguladı. Bilgehan, “Birçok önlem kâğıt üzerinde kalmaktadır. Kadına şiddette vahim bir tablo var” dedi.
Gülsün Bilgehan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için, Türkiye’nin kadına karşı şiddette aldığı yolu raporlaştırdı.
Rapora göre, Türkiye’nin ilk imzalayan ülke olduğu Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kadına karşı şiddeti önleme yasasında birçok önlemden söz ediliyor. Ancak bunların birçoğu etkin biçimde yaşama geçirilmemiş durumda.
İşte, Gülsün Bilgehan’ın bu düzenlemelerden yola çıkarak hazırladığı Türkiye’nin “kadına karşı şiddet karnesi” özetle şöyle:
– İstanbul Sözleşmesinde “Şiddet mağdurlarına insan haklarına uygun bir şekilde ve süratle destek verilecek” deniliyor. Türkiye’de ise koruma altındayken bile kadınlar öldürülmeye devam ediliyor.
-İhbar mekanizması çok önemli bir önleyici tedbirken bugünlerde kızlı-erkekli oturulan evlerin ihbar edilmesi ve polisin bu evlere baskın düzenlenmesi ortamı oluşturuldu. Bir başka deyişle, sorun olan evlere yeterince ulaşılamazken, sorun olmayan evlerde sorun çıkarılmaya uğraşıldı.
– Yasaya göre TRT’de her ay en az 90 dakika toplumsal cinsiyet eşitliğine dair, kadının toplumsal yaşama katılmasına dair yayın yapılması gerekiyor. Ne var ki bu yönde etkili yayınlara rastlanılmadığı gibi, tam tersine TRT’den kadınları aşağılayan sözler eksik olmuyor!
– Yasada,“İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda eğitime yönelik dersler konulur” ifadesi yer alıyor. Bu konuda ciddi bir hazırlık göze çarpmadığı gibi, kız öğrencilerle erkek öğrencilerin ayrı okullarda okuması tartışılmaya başlandı. Ayrıca ders kitaplarındaki ayrımcı ifadeler de ayıklanmamıştır.
-Devlet koruması altındaki kadına devlet tarafından geçici maddi yardım yapılması gerekliliği hem İstanbul Sözleşmesi hem de yasada öngörüldü. Yasaya göre asgari ücretin günlük tutarı geçici olarak verilmesi gerekmektedir. Bu hükmün gerektiği biçimde uygulanıp uygulanmadığı bilinmiyor, üstelik asgari ücret üzerinden verilen bir yardımın kadının sosyal ve ekonomik hayata dönmesine yetmeyeceği ortada.
– İstanbul Sözleşmesi 37.maddesi, taraf devletlerden, “zorla evlendirmelerin” suç sayılması için gereken hukuki ve idari ve cezai önlemlerin alınmasını istemektedir. Türkiye’de ise sayıları yüz binleri bulan çocuk gelinlerle ilgili etkin bir önlem alınmıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çalışmalar yürütüyor ama hükümetin çocuk gelinlere karşı olduğuna ilişkin net bir açıklaması bile yok.
Erkekler nerede rehabilitasyon alıyor?
Gülsün Bilgehan, hazırladığı raporda şiddet uygulayan erkeklere de yasaya göre rehabilitasyon programı uygulanması gerektiğine dikkat çekerken, “Ancak bu rehabilitasyonun uygulanıp uygulanmadığı, nerede ve nasıl uygulandığının belli değildir. Hukukçular, rehabilitasyon uygulanan bir erkeğe rastlamadıklarını ifade etmektedirler” dedi.
Bilgi notu
İstanbul sözleşmesi nasıl yürürlüğe girer?
İstanbul Sözleşmesi'nin 47 üye ülke nezdinde de yürürlüğe girmesi için ve Avrupa Konseyi'nin bu sözleşme özelinde kuracağı izleme ve değerlendirme mekanizması olan GREVİO'nun işleyişine başlayabilmesi için 47 üye ülkeden 10’unun imzalaması ve parlamentosunda kabul etmesi gerekiyor.
24 Kasım 2013 itibariyle sözleşmeyi parlamentolarında kabul edip yürürlüğe sokan ülkeler: Türkiye, Arnavutluk, Avusturya, Bosna-Hersek,İtalya, Karadağ,Portekiz, Sırbistan.