Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün, bugün başlattığı "Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu"nda, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin konuşma yaptı. Sempozyumda, televizyonda kadını odak noktasına alan programların, kadınları aşağıladığına ve küçük düşürdüğüne dikkat çekildi.
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Antalya’da düzenlediği ve iki gün sürecek "Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu" başladı. İki gün içersinde 5 ayrı oturumun gerçekleştirileceği sempozyuma, 81 ilden davet edilen basın kartı sahibi kadın gazetecilerin yanı sıra yurtdışından da yaklaşık 30 kadın medya mensubu katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’deki bazı televizyon prodüksiyonlarında cinsellik, şiddet, ayrımcılık, genel ahlak kurallarına ve toplumun moral değerlerine karşı son derece olumsuz bir dil kullanıldığını kaydetti.
“Kadınlar, değersizleştirilmiş bir nesneye dönüştürüldü”
Şiddet ve cinsellik konusunun daha çok kadın üzerinden işlendiğine dikkat çeken Arınç, kullanılan dilde de kadınların bedene indirgendiğini ve sömürüldüğünü ifade etti. Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Kadın ya ataerkil roller içine sıkıştırılıyor ya da ihanet eden, yuva yıkan, marjinal bir çerçeveye oturtuluyor. Son dönemlerde ekranlarımızı dolduran yerli dizilerin neredeyse tamamında kadınlar içi boşaltılmış, değersizleştirilmiş bir nesneye dönüştürüldü. İhanet eden, evlilik dışı ilişkiler kuran, yuva dağıtan, temel değerleri hiçe sayan bir profille anne, hayat arkadaşı, daha ötesi herkes gibi insan olan kadın, bütün bu masum ve kutsal özelliklerinden çoğu kez ayrıştırılıyor. Ya da tam tersi, dayak yiyen, zulme uğrayan, taciz edilen, tecavüze uğratılan, aşağılanan bir dille zavallı, acınası bir yaratığa dönüştürülüyor."
Kadının kadına yaptığı en büyük zulüm
TV’