Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre ‘Devletin başı’ sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanı, ‘yürütme erkinin başı’ sıfatıyla değil yasama, yürütme, yargı erkleri arasında dengeyi; çağdaş demokrasinin yeni erkleri olan sivil toplum ve medyanın da bu üç erkle eşit güçler olarak konumlanmasını sağlayıcı olarak görev yapmalıdır.
Anayasa’nın kadın erkek eşitlik ilkesine uygun olarak uygulanmasını, devlet organlarının yine eşitlik ilkesine uygun olarak düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmelidir.
Cumhurbaşkanı; gerek kullandığı dil gerekse davranış biçimi açısından toplumsal cinsiyet ayrımına ve eşitsizliğine, her türlü ayrımcılığa karşı çıkan, insan hak ve özgürlükleri ile doğaya saygıyı temel alan, çevre koruma bilincine sahip, her türlü fanatizme, yobazlığa, ırkçılığa, militarizme, nefret söylemine, toplumsal yozlaşmaya, şiddete ve savaşa karşı çıkan toplumun en üst düzey ‘Rol model’ sıfatını üstlenmelidir.
Buna göre; özel yaşamından başlayarak kamu çalışmalarına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği açısından topluma örnek davranışlar sergilemelidir.
Bu amaçlarla Anayasa’nın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler bakımından beklentilerimiz şunlardır:
• Seçilecek yeni Cumhurbaşkanının, kadın erkek eşitliği açısından, yaşamın tüm alanlarında fiili ve sonuçlarda eşitlik hedefine uygun olarak bu iki kavrama özel bir dikkat vererek çalışmasını; çıkartılacak yasaların bu kavramlara uygunluğuna özen göstermesini, tüm görevlendirme ve atamalarda eşit temsil ve pozitif ayrımcılık ilkesine uyumlu davranmasını,
• TBMM’yi yani milli iradeyi göz ardı eden ‘kanun hükmünde kararname’ çıkarma yetkisini kullanmamasını,
• Ülke içi ya da dışı her türlü savaş kışkırtıcısı tehdit karşısında, önceliğini ‘yurtta barış, dünyada barış’ olarak belirlemesini ve ilan etmesini, ülke kaynaklarının barışa yönlendirilmesi için çalışmasını,
• Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüştürülmüş olan ‘Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın bağımsız bir ‘Kadın-Erkek Eşitlik Bakanlığı’ olarak yeniden kurulması için çalışmasını,
• Cumhurbaşkanlığı bünyesinde eşitlik ile ilgili çalışmaların planlanması, yürütülmesi ve koordinasyonunu sağlayacak tam yetkili bir özel kurul oluşturulması için yasa çıkartılmasını sağlamasını,
• Devlet Denetleme Kurulu’nun üyelerini atarken eşitlik ilkesinin esas alınmasını sağlamasını
• Eşitlik ilkesinin hayatın her alanında uygulanması, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin sonlandırılması için tüm resmi ve gayrıresmi kuruluşları çalışmaya davet etmesini; bu ilkenin fiilen hayata geçirilmesi için özel gayret sarf etmesini,
• Ulusal ve uluslararası resmi ziyaret programlarına kadın kuruluşlarını dahil etmesini,
• Kadının siyasette karar sahibi olabilmesi için çalışma yaparak kadınları kamuoyunun önünde görünür kılmasını,
• Ulusal ve uluslararası alanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı çalışmalar yürüten kişi ve kuruluşları teşvik etmek amacıyla ‘Eşitlik Ödülü’ tahsis etmesini,
• Sürekli hastalık, engelli olma, yaşlanma, çocuklu olma sebebi bulunan kadın mahkumlarla ilgili; cezasını hafifletmek ve kaldırmak hakkını etkin bir şekilde kullanmasını,
• 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Son Günü, 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı Günü gibi ulusal ve uluslararası günlerde TBMM ‘yi özel gündemli toplantıya çağırmasını,
Bekliyor ve talep ediyoruz.
Sadece kadınlara değil; çocuklara, LGBTİ ‘lere, engellilere, din, mezhep, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımı gözetmeksizin, tüm yurttaşlara yukardaki sınırlı talepleri aşan bir ‘Eşitlik ve Özgürlük’ umudu verecek bir cumhurbaşkanı istiyoruz.
Gerçekten eşit ve özgür ‘yeni’ bir Türkiye ve dünya için!