Stratejik planlarda kadının adı ve yeri yok!

Belediyelerin stratejik planlarında çoğunlukla kadının yerinin ve adının olmadığının gözüktüğünü ifade eden Dinçer “Son 31 Mart mahalli seçimlerinde, KA.DER kadın muhtar sayısını artırmaya yönelik öncelikli çalışmalar yaparak 674 olan kadın muhtar sayısını yüzde 58.9 oranında artırarak 1.071’e yükseltti. Bugün yüzde 2.14 oranında kadınlar bu koltuklarda oturmaktadır. Mersinimizde mevcutta var olan kadın muhtar sayısı 8’den 21’e çıkmıştır. Ayrıca Mersin’de 22 Kadın Meclis Üyesi sayısı 36’ya yükselmiştir. KA.DER kadın seçilmişlerin artışının haklı gururunu yaşamakla birlikte, bu sayılar kadınların yerel yönetimlerde eşit temsilden çok uzak bir durumda olduğunu bir kez daha bizlere göstermektedir” diye konuştu.

2018 Dünya Ekonomi Forumu’nun raporuna göre Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği genel endeksinde 149 ülke arasında 130’cu sırada olduğunu anlatan Dinçer, “Politik katılımda da 113’ncü sırada yer almaktadır. Bu durum, kız çocukları ve kadınların refahının yükseltilmesi sorununu ülkenin öncelikli gündemi hale getirmesini zorunlu kılıyor” şeklinde konuştu.

KAŞIKIRIK: KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN BELEDİYELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

KA.DER Proje Koordinatörü Ayşe Kaşıkırık’da “Yerel Yönetimlerde Eşitlik Politikaları” başlıklı bir sunum yaptı. Bir yıldır bu çalışmayı yaptıklarını ifade eden Kaşıkırık, “Aslında hepimizin ortak noktası önümüzdeki 5 yılın kritik olarak belirlendiği bir strateji planlama süreci içindeyiz. Yerel yönetimler gündelik yaşamı şekillendiren kurumlar olduğu için önemli. Ayrıca demokrasinin beşiği. Sokağa çıktığımız an itibariyle belediyelerin uyguladığı politikalar ile baş başa kalıyoruz. Dolayısıyla belediyelerin en büyük özelliği erişebilir, insanların hayıtını kolaylaştırabiliyor olması nedeniyle önemli” diye konuştu.

Bu kadar kritik öneme sahip kuruluşlara kadın-erkek eşitliğini sağlaması için büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Kaşıkırık şöyle devam etti: “Kadın ve erkek sokağa çıktığı an itibariyle kullanım mekan ve saatleri farklılık gösteriyor. Yapılan araştırmalara göre örneğin Sincan’da 10 kadından sadece biri mahallesinden dışarı çıkabiliyor. Kadınlar açısından durum bu kadar kötü. Dolayısıyla belediyeler en başta kadınların tüm vatandaşların kenti eşit kullanmasını sağlamalı. Herkese eşit kamu hizmeti sunulmalı. Her belediye başkanı secim dönemi, ‘ben hiçbir ayrım yapmayacağım, eşit davranacağım’ der. Aslında bu mevcuttaki eşitsizliği derinleştiren, çok tehlikeli bir söylem. İhtiyaç analizi yapılmadan hedefleri, çalışmaları belirlerseniz daha tasarım aşamasında çok büyük bir hata yapmış olursunuz. Kentte yaşayan herkesin; kadının, çocuğun, mültecinin, engellinin, erkeğin ihtiyacı farklı. Bu yüzden doğru bin ihtiyaç analizinin yapılması gerekiyor. Bu noktada  mevcut politikalar etki gözetilerek etkisini derinleştirebilir. Mevcut politikalar herkesi kapsaması için yapılır. Örneğin bir bölgede hiç hastane yokken hastane yapılmak isteniyor. Ama bölgeye kadınların erişimi için ulaşım var mı, belki yok. Kadınların araç sahibi olma oranı da düşük ise kadınlar o bölgeye nasıl erişecek? O yüzden stratejik plan son onaylamasında, taslaklar ortaya çıktı ama köprüden önce son çıkışı yakalamak istedik.”

“BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARI  İHTİYAÇLAR BELİRLENEREK HAZIRLANSIN İSTİYORUZ”

Kadınların iş gücüne katılım oranının 2018 TÜİK verilerine göre yüzde 33 civarında olduğunu, karar alma oranlarının da düşük olduğunu anlatan Kaşıkırık şunları söyledi: “Tam bu noktada yerel yönetimlere; uygulayacağı politikalarda eşitliği benimsemesi gerekiyor. Personel dağıtımında taşeronlara kadar eşitlik gözetilmeli. Bir bölgeye halı saha yapmak ile tüm vatandaşların kullanımına sunulabilecek bir spor merkezi yapmak arasında farklar vardır. Kadınlar için kreş hizmeti de verilebilen bir merkez kadınların sürekli spor yapmasını sağlayacaktır. Bu kadar şiddetin hayatımıza sirayet ettiği bir dünyada ki ilk 6 ayda 144 kadın ölmüşken belediyelerin öyle büyük rolü var ki, örneğin Büyükşehir Belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerinde olan ilçe belediyeleri kadınlar için sığınma evi açmak zorunda. Ama şuanda 201 belediyenin nüfusu 100 binin üzerindeyken sadece 31’inde kadın sığınma evi var. Belediyelere kritik bir rolü var. Yani can güvenliği olmayan kadınların toplumsal eşitliğinden söz ediyoruz. Bir çok kadının ekonomik özgürlüğü olmadığı için daha kendi mahallesinin sınırından dışarı çıkamıyor. Bizim amacımız insanların, kadınların hayat kalitesini yükseltmek ama ne yazık ki yoksulluğa kadın ve çocuklar daha fazla maruz kalıyor. Belediyeler vereceği örneğin ulaşımda indirimli yararlanabilecekleri sosyal kartlar ile bu kişilerin daha fazla kentsel alanı kullanmasına katkıda bulunabilir.  Belediyeler stratejik planlarında çok güzel vaatlerde bulunuyorlar lakin izleme ve değerlendirme süreci çok eksik kalıyor. Örneğin sabah gelirken Büyükşehir Belediyesi’nin Kadın konuk Evi açması ile ilgili projesi var ama izlenebilirliği neredeyse yok. Vaat edilen çok önemli hedef ne yazık iki izlenemiyor. Açılan kadın sığınma evi ve faydalanan kadın sayısı gibi göstereler ile vatandaşların bu hizmetlerden ne kadar faydalandığını bilmek adına önemli.”

“BELEDİYELERİN STRATEJİK PLANLARI  İHTİYAÇLAR BELİRLENEREK HAZIRLANSIN İSTİYORUZ”

Kadınların iş gücüne katılım oranının 2018 TÜİK verilerine göre yüzde 33 civarında olduğunu, karar alma oranlarının da düşük olduğunu anlatan Kaşıkırık şunları söyledi: “Tam bu noktada yerel yönetimlere; uygulayacağı politikalarda eşitliği benimsemesi gerekiyor. Personel dağıtımında taşeronlara kadar eşitlik gözetilmeli. Bir bölgeye halı saha yapmak ile tüm vatandaşların kullanımına sunulabilecek bir spor merkezi yapmak arasında farklar vardır. Kadınlar için kreş hizmeti de verilebilen bir merkez kadınların sürekli spor yapmasını sağlayacaktır. Bu kadar şiddetin hayatımıza sirayet ettiği bir dünyada ki ilk 6 ayda 144 kadın ölmüşken belediyelerin öyle büyük rolü var ki, örneğin Büyükşehir Belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerinde olan ilçe belediyeleri kadınlar için sığınma evi açmak zorunda. Ama şuanda 201 belediyenin nüfusu 100 binin üzerindeyken sadece 31’inde kadın sığınma evi var. Belediyelere kritik bir rolü var. Yani can güvenliği olmayan kadınların toplumsal eşitliğinden söz ediyoruz. Bir çok kadının ekonomik özgürlüğü olmadığı için daha kendi mahallesinin sınırından dışarı çıkamıyor. Bizim amacımız insanların, kadınların hayat kalitesini yükseltmek ama ne yazık ki yoksulluğa kadın ve çocuklar daha fazla maruz kalıyor. Belediyeler vereceği örneğin ulaşımda indirimli yararlanabilecekleri sosyal kartlar ile bu kişilerin daha fazla kentsel alanı kullanmasına katkıda bulunabilir.  Belediyeler stratejik planlarında çok güzel vaatlerde bulunuyorlar lakin izleme ve değerlendirme süreci çok eksik kalıyor. Örneğin sabah gelirken Büyükşehir Belediyesi’nin Kadın konuk Evi açması ile ilgili projesi var ama izlenebilirliği neredeyse yok. Vaat edilen çok önemli hedef ne yazık iki izlenemiyor. Açılan kadın sığınma evi ve faydalanan kadın sayısı gibi göstergeler ile vatandaşların bu hizmetlerden ne kadar faydalandığını bilmek adına önemli.”

ÜYE OL

KA.DER’in kuruluşunda kendisini temellendirdiği “eşit temsil” ilkesi ile varlığını devam ettirmektedir. Demoktarik ve çoğulcu bir toplum yaratmak, sivil toplumda örgütlenmek anayasal haktır. Her alanda eşit temsili savunan KA.DER sizi üye olmaya davet ediyor.

GÖNÜLLÜ OL

KA.DER’i tanımak, birlikte güçlü olduğumuzu görmek ve çalışmalarımıza katılmak için gönüllü olabilirsiniz.

BAĞIŞ

Bağışlar hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için..