MECLİS GÖREVE!
25 yıldır ülkemizin her alanında eşit temsili savunan ve bunun için mücadele eden bir kadın örgütü olarak, son günlerde yaşanan gelişmeleri artık bu düzenin değişmesinin şartı olarak görüyoruz!
Çocukları koruyamıyor, görevinizi yapmıyorsunuz!
İsmailağa Tarikatı’nın liderlerinden Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının, babasının hukuka aykırı onayı (!) ile 6 yaşında gelinlik giydirilerek ‘dini nikâh’la 29 yaşındaki bir tarikat mensubu ile evlendirilmesi, sistematik olarak 23 yıl boyunca süren “aile” destekli ve sistematik şekilde, başta cinsel olmak üzere her türlü istismara maruz bırakılması ve eğitimden mahrum bırakılması açık bir çocuk hakları ihlaldir!
Sapkınlık ve tecavüz boyutunun yanında hukuka aykırı şekilde dini bir cemaatin fetvasıyla, 6 yaşındaki küçük bir çocuğa yaşatılanlar ve kız çocuğu 14 yaşındayken açılan soruşturmanın örtbas edilmesi, ülkemiz yargısı ve adalet sistemine olan güveni yıkacak etkidedir.
-Faili kim olursa olsun, istismar ve hak ihlaline neden olan, gerçekleştiren, göz yuman ve bunda payı olan herkesin etkin şekilde soruşturma yürütülerek ivedilikle yargı karşısına çıkarılmasını,
-Cemaat ve tarikatların elindeki tüm çocuklar için, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere tüm devlet yetkililerinin araştırma ve çalışma başlatmasını,
-Laik toplum düzenine aykırı faaliyet gösteren tarikat ve cemaatler ile din eğitimi verme gerekçesiyle kurulmuş eğitim kurumları ve vakıf tipi yapılanmaların; kanuna uygun şekilde eğitim hizmeti vermekle sınırlı kalıp kalmadıkları ve Cumhuriyet’in kurucu Devrim Yasaları’na uygun faaliyet gösterip göstermedikleri yönünden denetlenerek, kanuna aykırı faaliyet gösterenlere ilgili yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz.
Resmi/sivil toplumun tüm kurum/kuruluşları ile her bir vatandaşı sorumlu vatandaşlık rolü üstlenerek çocuk istismarı ve çocuk yaşta evlilik ile mücadeleye davet ediyoruz. Çocuk gelin yoktur, çocuk istismarı vardır! Bu yanlış, hukuka ve çocuk haklarına aykırı sapkın algının yok edilmesi sağlıklı çocuklar ve nesiller inşası için zorunluluktur.
ÇATIŞMACI ATAERKİL SİYASET DEĞİL,
KAPSAYICI, BARIŞÇIL, DEMOKRATİK SİYASET!
Ataerkil sistemin tıkanmışlığı her gün pek çok yerde olduğu gibi, ülkenin yasama organı olan TBMM’de dahi tezahür ediyor! Erkek milletvekillerinin hayati tehlike yaratacak seviyeye varan Meclis’teki şiddet görüntüleri bunun yalnızca çarpıcı bir örneği, buz dağının görünen ucu!
Demokratik, katılımcı, kapsayıcı bir ülke için eşit temsil mücadelemizi yürütürken, eşit temsilin neden gerektiğine dair her sözümüz, bu görüntülerle bir kez daha haklı çıkmış oldu.
Çocukları istismardan koruyamıyor, ülkenin yasama organı olan Meclis’i şiddet sarmalına sokuyorsunuz.
Şiddet yönteminin savaş, çatışma, yaşam hakkı ihlali, göç, açlık ve yoksulluk dışında tek sonuç yaratmadığı ve neredeyse tamamı ataerkil topluma geçiş dönemine denk gelen 5.000 yıllık insanlık tarihinde, 5.000 yıllık ataerkil yöntemleriniz bugün dahi insanlığa kaliteli ve refah bir yaşam vaat etmezken, 5.000 yılın sonunda çözümü çoktan bulmuş kadınları siyaset alanından uzak tutmaya çalışarak, çözümsüz siyasetinize toplumun ikna olmasını bekliyorsunuz. Şiddet bir insan hakkı ihlaliyken, yasama organında tezahür etmesini açıklayacak tek gerekçe yok!
Dünyanın çocuklar dahil içinde bulunan tüm insanlar, hayvanlar, doğa ve kültür mirası ile güvenli bir şekilde var olması için yıkıcı şiddetinizi kabul etmeyecek; barışçıl, eşitlikçi, adil, özgür, demokratik, kapsayıcı toplumlar yaratmaya olduğumuz her yerde devam edeceğiz. Şiddetinize kurban edecek tek zerremiz yok!
KA.DER Genel Merkez
