KADINA YÖNELİK ŞİDDET DEĞİL, CİNAYET DEĞİL BU BİR CİNSKIRIM

 

Ülkemizde her gün neredeyse  üç kadın öldürülüyor. Ancak bir savaşta bir günde bu kadar çok insan öldürülebilir. Bu cinayetten de öte bir kıyım,  topyekün bir cins kırımı. #MünevverKarabulut, #ÖzgecanAslan, #EmineBulut, #PınarGültekin, #AylinSözeri ve daha nice can… Bugün aramızda olmayışlarından, hunharca yok ediliş biçimlerine kadar toplumsal belleğimize unutulmaz bir trajedi ve yas olarak kazınan, sosyal bir travmaya dönüşen bir cins kırımıdır bunun adı.

Biliyoruz ki bu bir tesadüf değil, sistematik bir ataerkil cins kırım olduğunun farkındayız, farkına varmalıyız.

Kadının mücadelesi tarihten bu yana devam ediyor. Kadın örgütleri; kadınların şiddet görmeden, eşit koşullarda yaşam hakkı için, tüm olanaksızlıklar ve engellemelere rağmen Osmanlı’dan beri mücadele ediyor.

Bu mücadele, kadınların kanun önünde eşitliğinin sağlanması ve şiddetin son bulması için başarılı kazanımlarla ve kazanımları hayata geçirmek için var güçleriyle gösterdikleri çabalarla dolu.

Kadınların oluşturduğu örgütlenmeler, binlerce kadının şiddete karşı kendilerini koruyabildikleri sığınaklar oldu. Kadınların hayatları için verdikleri bu cansiperane mücadelelerle elde edilen yasal kazanımlarına karşı uygulamada çıkarılan engeller, göz göre göre defalarca kadınların hayatlarına mal oldu…

Ekonomik, kültürel ve yasal yoksunluklara rağmen, kadınların toplumca saygı ve güven duyulan mücadelesinin son on yılı belki de en çok, edinilmiş kazanımlara karşı saldırılara direnişle geçti.

Oysa kadınların haklı mücadelesinin talebi net ve sadedir; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde 72 yıl önce tanınmış hakların, kadınlara ayrımcılık uygulanmadan hayata geçirilmesi. Bunca yıllık mücadelede ödenen bedellere, hayatlara mal olan saldırılara rağmen, henüz o noktaya dahi gelemedik. Çünkü kadınlar bunun için canlarını verirken, toplum olarak şiddeti sadece seyrettik, müdahale etmedik.

Kadınların yaşamlarını korumak için getirilmiş kanunları uygulamak yerine, kadınların kazanılmış haklarının geri alınması için #İstanbulSözleşmesi’nin, nafaka ve kürtaj haklarının kaldırılmasının tartışıldığı zamanlar yaşadık.

2019 yılı OECD verilerine göre Türkiye kadına yönelik şiddette, 36 OECD üyesi ülke arasında birinci sırada.
3 kadın öldürüldüğünde tüm ülke ayağa kalktık. Tıpkı bazı sembol kadın cinayetlerinde ayağa kalktığımız gibi. Oysa bu ülkede yıllardır günde üç kadın öldürülüyor. Başta yargı mercileri ve kolluk güçleri olmak üzere devletin tüm ilgili makamlarının, kadınların “Yaşamak istiyoruz” çığlığını duymasını talep ediyoruz.

Bu görevi devletten beklerken, bir kadın çığlığı duyduğumuzda kafamızı çevirip duymazdan gelmek yerine, ihbar görevimizi yerine getirip kolluk birimlerini haberdar etmek, belki bir kadının hayatını kurtarmak demektir. Şiddete karşı sıfır tolerans gösterelim. Sessiz ve tepkisiz kalmayalım, müdahale edelim, meşru görmeyelim, meşrulaştırmayalım, sıradanlaştırmayalım, normalleştirmeyelim. Giden hayatlar istatistik değil candır. Sevdikleriyle beraber tüm toplumun kalbine ateş düşürmeyelim. Hepimiz istersek, hep beraber yaparsak olur. Evde, okulda, işte, siyasette, sokakta tüm şiddet son bulana kadar, hak ettiğimiz şiddetsiz bir dünya için mücadelemizi sürdüreceğiz. Korkarak yaşamayı istemiyoruz.

Kadın cinayetleri politiktir, katilleri biliyoruz.

#kadıncinayetlerinidurduracağız

#İstanbulSözleşmesiYaşatır

KA.DER Genel Merkezi

Üyesi olduğumuz Eşik Platform’un çağrısına KA.DER olarak ses veriyoruz, Meclis’e sesleniyoruz. Günde en az 3 kadın öldürülüyor, bu artık bir #cinskırım. Meclis kadın cinayetlerini önlemek için özel gündemle toplansın, İstanbul Sözleşmesi uygulansın.

                                            

ÜYE OL

KA.DER’in kuruluşunda kendisini temellendirdiği “eşit temsil” ilkesi ile varlığını devam ettirmektedir. Demoktarik ve çoğulcu bir toplum yaratmak, sivil toplumda örgütlenmek anayasal haktır. Her alanda eşit temsili savunan KA.DER sizi üye olmaya davet ediyor.

GÖNÜLLÜ OL

KA.DER’i tanımak, birlikte güçlü olduğumuzu görmek ve çalışmalarımıza katılmak için gönüllü olabilirsiniz.

BAĞIŞ

Bağışlar hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için..